Saturday, March 30, 2013

Vettel vs. Webber: Düşman Kardeşler

2013 Malezya Grand Prix'sine Red Bull'un takım emirleri ve Vettel'in bu emirlere uymayıp Webber'i geçerek yarışı kazanması damga vurdu. Bundan sonra takım içi ilişkilerin gerileceğini bilmek için kahin olmaya gerek yok. Bunun Red Bull için ne anlama geleceğini öğrenmek içinse sene sonuna kadar beklememiz gerekebilir. Bu yarış çok uzun süre konuşulacak gibi görünüyor. Red Bull'un bu sorunun çözüldüğüne dair açıklamaları olsa da Vettel-Webber ilişkisinde benzer sorunları her sene görüyoruz.
  • Bölüm 1: Japonya 2007
Vettel ile Webber'in ilişkisinin henüz Red Bull'da takım arkadaşı olmadan önce gerildiğini söylemek yanlış olmaz. İlk karşılaşma 2007 sezonunun ikinci yarısında Vettel Toro Rosso'da Webber Red Bull'dayken gerçekleşti. Fuji pistinde yapılan Japonya Grand Prix'sinde Red Bull için her şey çok güzel gidiyordu. Webber ile Vettel lider Hamilton'dan belirgin bir şekilde daha hızlıyken Alonso'nun kazası sonucu piste safety car girdi. Herkes startta Hamilton'ın bu ikilinin baskısı altına gireceğini düşünürken, 45. turda safety car arkasında Vettel Webber'e çarptı. Kazayla ilgili olarak Webber'in açıklaması Avustralyalı kimliğiyle örtüşen cinstendi. Yarış sonrası gözlerin Hamilton'ın sürüşüne çevrilmesi ve olayın şampiyonluk mücadelesini etkilememesi (tabii şampiyonluk mücadelesinin gerginliğiyle beraber) olayın unutulmasını sağladı. Bu kazanın en ilginç sonucuysa 2009 sezonunda Çin Grand Prix'sinde ortaya çıktı. Vettel yarışı kazanırken Red Bull'un ilk zaferini elde eden isim oldu. Bu kaza olmasaydı çok büyük ihtimalle bunu başaran Webber olacaktı.
  • Bölüm 2: Türkiye 2010
Malezya 2013'e kadar en gözde olan Vettel-Webber çekişmesi Türkiye'de yaşandı. Red Bull'lar Mclaren'lerin önünde yarışı 1. ve 2. sırada sürdürürken 40. turda Vettel'in Webber'i geçmeye çalışması ve sonrasında çarpışmaları herhalde 2010 sezonunun en akılda kalıcı sahnesiydi. Yarış sonrası, Malezya'ya olduğu gibi, takımın Vettel'i koruyup korumadığı çok tartışıldı. Bunun sebebiyse çarpışma anında Vettel ve Webber'in araçlarında farklı benzin karışımlarının kullanılıyor olmasıydı. Red Bull bunun sebebini McLaren'lerin arkasında zaman kaybeden Vettel'in benzin tasarrufuna gitmesiyle açıklasa da buna inanmayanların sayısı hiç de az değil. Bahsettiğim sebeplerle mücadelede Webber'den daha avantajlı olan ve bu şansı kaçırmak istemeyen Vettel biraz aceleci davranınca F1'de olmaması gereken tek şey (takım arkadaşlarının çarpışması) oldu. Olay (en azından benim açımdan) Vettel'in hatası da olsa, Webber'in savunmasının da olması gerekenden daha sert olduğunu söyleyebiliriz. Herhalde bunda takımın Vettel'i koruduğu fikri de etkili olmuştur. Kaza sonrası takım patronlarının Vettel'i suçlamaktan çekinmeleri, hatta Helmut Marko'nun Webber'in Vettel'e yol vermesi gerektiğini söylemesi de o dönemde bile Red Bull'un Vettel'i geleceği olarak gördüğünün açık bir kanıtı. Yarış sonrası Red Bull'un yayınladığı fotoğraf Formula 1 tarihindeki en başarılı marketing çalışmalarından biriydi.

Türkiye yarışından sonra Red Bull'un basına verdiği fotoğraf
  • Bölüm 3: İngiltere 2010
Türkiye'den sonraki Vettel-Webber çekişmesi aynı yıl İngiltere'de oldu. İngiltere Grand Prix'sine iki yeni ön kanat getiren Red Bull antremanlarda Vettel'in kanadının arızalanması sonucu zor bir tercihle karşı karşıya kaldı. Ellerinde bir kanat ve iki araç olan takım, sıralama turlarından önce Webber'in kanadını Vettel'in aracına takarak Webber'in tepkisini çekti. Burada ilginç olan nokta ise sıralama turlarından önce Vettel'in yeni kanadı beğenmesi, Webber'in ise eski ve yeni kanatlar arasında bir tercihinin olmamasıydı. Kanadın o zaman için puan sıralamasında da önde olan (ve bu kanadı tercih eden) Vettel'e verilmesi belki kimi açılardan mantıklıydı. Sorun olan nokta ise bu tip detayların yarıştan önce konuşulmamış olması ve kanadın fiziksel olarak Webber'in aracından çıkarılıp Vettel'in aracına takılmasıydı. Bu yarıştan sonra Red Bull önde olan pilotu korumayı politika olarak benimsese de, Vettel'in korunduğu ve "Altın Çocuk" olduğu algısının Formula 1 izleyenlerde yerleşmesine engel olmadı. Webber'in bunu politik olarak çok başarılı kullanmasının da bunda etkisi olduğunu kabul etmeliyiz. Yarış sonraki telsiz konuşmalarında Webber'in "David vs. Goliath" havasını yaratmasını şu cümlesinden görebiliriz: "Not bad for a number two driver"

2010 sezonunun geri kalanında bu ikili Türkiye veya İngiltere'deki gibi karşı karşıya gelmese de, arada gerilim olmadığını söylemek zor. 2010 sezonunun büyük bir kısmını önde götüren Webber sezonun sonuna doğru takımı kendi arkasında görmek isterken çok da ummadığı bir manzarayla karşılaştı. Red Bull puan olarak geride olan ama matematiksel olarak yarışın içinde olan Vettel'e eşit mücadele şansı verdi ve bu kararının meyvesini Vettel'in şampiyonluğuyla aldı. Alonso ve Ferrari'ye karşı olan bu mücadele kaybedilseydi sezon sonunda takımın yaptığı tercihler çok konuşulacaktı. Vettel'in şampiyonluğu ise Webber dahil herkesin bu kararı kabul etmesini beraberinde getirdi.

  • Bölüm 4: İngiltere 2011
2011 İngiltere Grand Prix'si Malezya'dakine çok benzeyen bir olaya sahne oldu. Lastik problemleriyle boğuşan Vettel yarışın sonlarına doğru Webber'in baskısı altına girmeye başladı. Takım tarafından aradaki farkı koruması istenen Webber ise bu talimatları dinlemeyerek Vettel'in peşine düştü. Red Bull için oldukça zorlu geçen birkaç turun ardından Vettel finişi Webber'in önünde geçmeyi başardı. Vettel'in Malezya'da bu yarışın etkisi altında kaldığını düşünmek yanlış olmaz ama muhtemelen Vettel'i daha fazla etkileyen şey geçtiğimiz sezonun son yarışıydı.
  • Bölüm 5: Brezilya 2012
Brezilya 2012'ye gelindiğinde şampiyonluk için mücadele eden 2 isim vardı: Alonso ve Vettel. Sezonun özellikle 2. yarısında Massa'nın desteğini arkasında hisseden Alonso'nun aksine Vettel'in takım arkadaşından destek görmediğini söyleyebiliriz. Aslında destek görmüyor demek durumu tam olarak anlatmaya yetmiyor. Startta Webber'in Vettel'in önüne geçmesi ve Vettel'in bunun sonucu olarak içine düştüğü durum (Senna ile çarpışması) şampiyonluğun ancak bir mucize sonucu Vettel'de kalmasını sağladı. Ben hala o darbeden sonra Vettel'in yarışı nasıl bitirebildiğini anlamakta zorluk çekiyorum. Vettel'in de takım arkadaşı şampiyonluk yarışında değilken böyle bir duruma maruz kalmasını unutacağını düşünmüyorum.
  • Bölüm 6: Malezya 2013

Yapacağım analizde Türkiye'dekinin aksine bu sefer iki pilot arasında (Christian Horner'ın da yarıştan sonra söylediği üzere) araç bakımından farklılık olmadığını kabul edeceğim. Bu nedenle de Vettel'in yaptığı atakta fiziksel olarak (motor ayarları gibi) adil olmayan bir durum olmadığını kabul etmek zorundayım. Bunun doğru olmadığı bir durumda Webber'i haklı gördüğümü söylemem gerekiyor. Ama burada takım direktörünün sözüne inanmak ve analizi buna göre yapmak gerektiğini düşünüyorum.

Öncelikle bu yarış Vettel-Webber-Red Bull ilişkisinin bundan sonraki gidişini belirleyecektir. Bu yarıştaki mücadele ve drama uzun yıllar unutulmayacaktır. Her ne kadar koşullar İngiltere 2011'e benzese de arada kimi farklar olduğunu görmek gerek. Peki bu sefer farklı olan neydi?

  1. 2011 sezonunda Vettel'in bir dünya şampiyonluğu vardı, Malezya'da ise üç. Vettel'in artık takımda daha fazla kontrol ve 1. pilotluk statüsü istediği bir gerçek. Vettel, Alonso, Raikkonen ve Hamilton'ın takımlarında 1. pilot olduklarının ve bunun da geçen senekinden daha yakın geçmesi beklenen bir sezonda önemli olduğunun farkında. Christian Horner, Adrian Newey ve Helmut Marko'nun nispeten değişen ölçülerde Vettel'in arkasında olduğunu söyleyebiliriz. Takımın patronu Dietrich Mateschitz'in ise Webber'i sevdiği bir gerçek. Bu nedenle takımdan 1. pilotluk statüsünü alamayan Vettel'in bunu kendi imkanlarıyla elde etmeye çalıştığını görüyoruz. 
  2. İngiltere'de Webber Vettel'i geçememişken, Malezya'da Vettel Webber'i geçmeyi başardı. Webber'in İngiltere'de yarıştan sonra takım emirlerini dinlemediğini belirten açıklaması takdir toplamışken Vettel'in takım emirlerini dinlemeyip Webber'i geçmesinin bu kadar tepki çekmesini Vettel'in "Altın Çocuk", Webber'in ise devlere (ki bu devler Vettel ve Red Bull oluyorlar) karşı savaşan cüce olmasıyla açıklayabiliriz.
  3. İngiltere'de Vettel lastik problemleriyle boğuşurken Malezya'da Webber'in bildiğimiz kadarıyla bir problemi yoktu. Problemi olan ise Red Bull'du. Takım geri kalan turlarda lastiklerin dayanmayacağı endişesiyle pilotları finişe getirmeyi hedeflemekten başka bir şey yapmadı. Takım emirlerini uygulatmak için, iki söz dinleyecek pilottan çok söz dinletecek bir takım direktörü gerektiğini Ross Brawn hepimize aynı yarışta gösterdi. Christian Horner'ın sorunu ise yaş ve duygusal olarak pilotlarına yakın olması.
Şimdi rolleri değişelim ve son pitstoptan Webber önde çıktıktan sonra ilk iki virajda Vettel'in Webber'i geçtiğini düşünelim. Bu durumda Webber'in Vettel'den farklı davranmayacağını İngiltere 2011 bize gösteriyor. Benim açımdan Webber ile Vettel'e karşı kamuoyundaki farklı algı (ki bunun oluşmasında Webber'in çok başarılı taktiklerini gözardı etmemek gerek) durumun bu kadar büyümesinin tek sebebi. 

Peki bundan sonra ne olacak? Webber ile Vettel ikilisinin aynı takımda kalmasının zor olacağı çok açık. Vettel 1. pilotluk statüsü isterken aslında takım arkadaşının olası desteğini kaybederek tek pilotluğa doğru ilerliyor. Sezon sonunda Massa mı, yoksa Webber mi takım arkadaşına yardımcı olmaya gönüllü olacaktır? Webber'in takımdan sezon sonunda ayrılması (belki de emekli olması) ihtimal dahilinde ancak odaklanmamız gereken bir başka nokta Vettel-Red Bull ilişkisi. Vettel'in artık kendi takımını istediği çok açık. Red Bull'un buna ne kadar istekli olduğunu tahmin etmek zor. Ama ne olursa olsun takımın güvenini tekrar kazanması gerekecektir. Yoksa bu ilişkinin başarılara rağmen uzun sürmeyeceğini düşünüyorum. 

Vettel'in son üç sezonda yaptıkları tartışılmaz. Webber'i geçerken de çok iyi iki pilotun santimetrelere sığan bir mücadelesini gördük ki bunun Formula 1'in en parlak dönemlerinden geride olmadığını kabul etmemiz gerek. Onun dışında gördüğümüz bir başka şey Prost, Senna, Schumacher'in kulübüne başarılarıyla katılan Vettel'in, acımasızlık açısından da bu kulüpteki yerini aldığıydı. Yarış sonunda üzgün olmasının tek sebebi ise takımın durumdan memnun olmamasıydı. Dilediği özür de haftasonu boyunca yaptığı en büyük hataydı.

Formula 1'de bir şampiyonluk kazanmak çok zor bir şey. Ama üç şampiyonluk kazanmak daha da zor ve bunu beceren insanların ortak yönlerinden biri de acımasızlıkları. Webber ve Rosberg Malezya'dan takımlarının ikinci pilotları olarak evlerine dönerken, Vettel'in yarışı kazandığı için içten içe mutlu olmadığını düşünmek çok zor. Formula 1'e "Baby Schumi" lakabıyla giren Vettel "New Schumi" olma yolunda... 

Sunday, March 24, 2013

F1 2013 - Malezya grand Prix'si

Formula 1 de sezonun ikinci yarışını Sebastian Vettel kazanırken yarışa damgasını vuran takım içi mücadeleler  oldu.

Islak bir zeminde başlayan yarışta startla birlikte Alonso Massa'nın önüne geçti. İkinci virajda Alonso Vettel'in aracının arkasına dokundu. Çoğu zaman startta problemlerle boğuşan Webber ise Alonso'nun arkasından üçüncü sıraya yerleşti. Üçüncü viraja gelindiğinde Alonso'nun yere değen kanadından çıkan kıvılcımlar Alonso'nun darbeyi ucuz atlatmadığını gösterirken, Alonso hiçbir şeyden haberi yokmuşçasına Webber'i arkasında tutmayı başardı. İlk turun sonuna Vettel'in 3.5 saniye arkasında giren Alonso ilginç bir şekilde pite girmemeyi tercih etti. Start-finish düzlüğünde Webber'e geçilen Alonso için yarış ikinci turun ilk virajında sona erdi. Ön kanadı aracının altına giren Alonso direksiyon hakimiyeti olmadan kum havuzuna gömülürken yarışın başında yarış dışı kaldı. Yarışın başında Mercedes'lerin arkasına düşen Massa geride kalmaya başlarken Mercedes'ler Red Bull'lara yaklaşmaya başladı. Pistin kurumaya başlamasıyla Vettel ilk pite giren oldu. Zamanlama olarak oldukça başarılı olan bu taktik Vettel'in intermediatelarla yarışan bir grubun arkasına düşmesiyle taktiksel bir hataya dönüştü. Vettel'in kaybettiği zaman Webber'in pitten lider olarak çıkmasını sağlarken Mercedes'ler Red Bull'ları kovalamaya devam etti. Webber'in Hard, Vettel'in Medium lastikleri tercih etmesi ise ilginçti. Sert lastiklerin daha zor ısınması beklenirken Webber'in böyle bir problem yaşamaması, geçen sene Alonso (Medium) ve Perez (Hard) arasında yaşananları hatırlattı.

İlk dört arasındaki farkın 8 saniyeyi geçmediği bu süreçte Hamilton ilk pite giren olarak Vettel'in önünde ikinciliği elde etmeyi başardı. Bir sonraki pit stoplarında Vettel'in Hard, Webber'in Medium lastikleri tercih etmesiyse takımların sezonun başında lastikler hakkında yeterince bilgi sahibi olmadığını gösterir nitelikteydi. Yarışın yarısından itibaren beklenenden hızlı tempo nedeniye benzin problemleri yaşayan Hamilton geriye düşmeye başladı. Vettel'e geçilen Hamilton, Rosberg'in takibine girerken son pit stoplardan sonra çok ilginç bir yarış izledik.

Webber pitstopundan Vettel'in hemen önünde çıkmayı başardı ve pistin ilk bölümünde yerini korumayı bildi. Vettel'in yarışın o aşamasında daha hızlı olduğu gözükürken Red Bull pitiyle Vettel arasındaki diyaloglar çok ilginçti. Red Bull Vettel'i sakin ve temkinli olmaya çağırırken bir tur sonra olacaklar Christian Horner ve Adrian Newey'in bir kaç yaş birden yaşlanmasına sebep olmuş olabilir. 46. turda Webber'e çok yaklaşan Vettel Webber'in kendisini pit duvarına sıkıştırmasına rağmen 4-5 viraj boyunca süren bir mücadeleden sonra Webber'i geçmeyi başardı. O noktada çok açık olmayan bir şey Red Bull'un telsiz mesajlarının yayınlanmasıyla herkes tarafından öğrenildi. Vettel ve Webber pozisyonlarını korumaları konusunda takım tarafından uyarılmışlar ama Vettel bunu görmezden gelmeyi tercih etmiş.

Red Bull'a benzer bir problem de Mercedes'te vardı. Hamilton'ın benzin tasarrufuna olan ihtiyacı nedeniyle ona yaklaşan Rosberg Hamilton'ı geçip Red Bull'ların peşine düşmeyiş isterken Ross Brawn'la olan diyalogları herhalde uzun süre unutulmayacaktır. Ross Brawn'la Hamilton'ı geçip Red Bull'ların peşine düşmeyi isteyen Rosberg arasındaki tartışma çok izlenmeye değerdi. Red Bull'un lastik problemleri olabileceğini ısrarla söyleyen Rosberg Formula 1 pilotlarının mental kapasitelerinin ve analiz yeteneklerinin güzel bir örneğini sergiledi. Ross Brawn ve Mercedes'in bu konuda Red Bull'dan daha iyi bir iş çikardığını itiraf etmek gerek. Kuvvetle sonuca ihtiyacı olan bu takım için bu sonucu çöpe atacak bir hamlede bulunmamaları anlaşılabilir ve sanırım Rosberg de yarıştan sonra üzgün de olsa bunu anlamıştır.

Red Bull için ise durum oldukça farklı gözüküyor. Formula 1'de takım emirlerine karşı değilim ve bunların serbestçe yapılmasını sporun dürüstlüğü açısından önemli buluyorum. Ama takım emirleri sadece bu emirlere uyacak iki pilotu olan takımlar için işler. Bence Vettel'in takım emirlerine uymaması belki de daha hızlı gidebilecek durumda olan Webber açısından biraz haksızlık oldu. Takımın Vettel üzerinde kontrolünü kaybetmesi (yarıştan sonra takımın vücut dili ve konuşmaları buna işaret ediyor) bundan sonra bu cephede neler olabileceğini tahmin etmeyi güçleştiriyor. Kişisel düşüncem Vettel'in bugün bize neden 3 kere dünya şampiyonu olduğunu gösterdiği yönünde. Bu geçiş ne kadar tartışmaya açık da olsa bu tavır şampiyonlarla iyi pilotların nasıl ayrıldığının açık bir örneği. Tıpkı Rosberg'in asla bir şampiyon olamayacağını gösterdiği gibi Vettel de bize şampiyonların yapıldığı kumaştan olduğunu bir kere daha kanıtladı. ,Webber bu sonucun sezonununu rayından çıkarmamasına dikkat etmeli.

Raydan çıkmak demişken Ferrari ve Alonso'nun stratejik hatasına da dikkat çekmek gerekli. Geçen sezon sadece çok iyi pit stoplar ve operasyonel hatalar yapmamalarıyla şampiyonluk mücadelesine son yarışa kadar tutunan Ferrari bu hatasıyla geçen sezondan gerekli dersi çıkarmadığını göstermiş oldu. Alonso ilk turda 3.5 saniye kaybetmişken pitstopu geciktirip slick lastiklere geçmeyi hedeflemiş olabilirler ama pist kurudukça ve arkasındakilere geçildikçe Alonso'nun daha da fazla zaman kaybedeceğini düşünmek yanlış olmaz. Formula 1 takımlarının gökyüzü yerine hava durumu radarına ya da pist yerine bilgisayar ekranlarına baktıkları durumlardan biri Alonso'nun puan kaybetmesine neden oldu. Massa'nın hızına bakarak Alonso'nun yarışı kazanabileceğini söylemek zor ama yine de podyum mücadelesine girmemesi için bir sebep göremiyorum. Avrupa sezonu başlamadan bu puanları kaybetmek çok hoş bir şey değil. Avrupa sezonu başladığı anda gridin yeniden şekillenebileceği bir gerçek ve her takım bu noktada kaybettiği puanları ileride arayacaktır.

Bu noktada Lotus da Ferrari'yle benzer bir haftasonu geçirdi. Raikkonen liderlerin temposundan uzakta olmamasına rağmen stratejik noktalarda trafikle çok zaman kaybettiler. Lotus gibi nispeten kısıtlı imkanları olan bir takım için de bu puanlar ileride önemli olabilir.

Yarışın ilginç noktalarından biri de Force India ve McLaren'in yaşadığı pitstop problemleriydi. Force India iki aracını da yarıştan çekmek zorunda kalırken, Jenson Button ile McLaren iyi götürdükleri yarışta geriye düştüler. Pitstopların oldukça hızlanması takımları yeni şeyler geliştirmek zorunda bıraktı. Sanırım bu noktada McLaren ve Force India iddialı tasarımlarının kurbanı oldular. Sezon ilerledikçe bunu yoluna koyacaklarına şüphem yok ama özellikle Force India'nın kaybettiği puanlar Sauber ve Williams'tan hızlı oldukları bu dönemde kaçırmamaları gereken fırsatlar.

Sauber geçen yarışın aksine Hulkenberg ile sekizinci olurken bu sonucun yarışın başındaki performanslarıyla geldiğini söylemek yanlış olmaz. Gutierrez ortalarda gözükmezken Bianchi ile Marussia onlar için önemli olabilecek bir 13.lük kazandı.

F1 2013 - Avustralya Grand Prix'si

Formula 1'de 2013 sezonunun ilk grand prix'sini Kimi Raikkonen kazandı. Fernando Alonso'nun ikinci olduğu yarışta Sebastian Vettel üçüncü oldu.

Kış testlerinden sonra herkes Pirelli'nin yeni lastiklerinin birlaç turdan fazla dayanmayacağından ve yarışta 7-8 pitstop yapılacağından bahsederken lastikler herkesin tahmin ettiğinden daha iyi bir performans gösterdi. Yine de yarışın lastikler ve start üzerinden şekillendiğini söylemek yanlış olmaz.

Startta kazananlar Vettel, Ferrari'ler ve Raikkonen oldu. Alonso ile Massa birbirleriyle yarışırken Vettel ilk turda farkı 2 saniyeye çıkarmayı başardı. Raikkonen ise Hamilton'ın arkasında beşinciliğe yerleşti. Herkes Vettel'in geçen seneki gibi farkı arttırıp Ferrari'lerden uzaklaşmasını beklerken birkaç tur içinde Massa ve Alonso farkı kapatmaya başladı. Bu arada Raikkonen de Hamilton'ı geçerek lider grubunu takibe başladı. İlk pit stoplardan sonra da yarışın başındaki tablo değişmedi. Sutil'i geçmektre zorlanan Vettel Ferrari'lerle farkı açamadı ve yakın takip sonucu lastiklerinin performansını daha erken kaybetti. Raikkonen ise olanları birlaç saniye arkadan izlemekle yetindi. Alonso'nun strateji değiştirerek ikinci pit stopunu öne çekmesi yarışın kilit anlarından biri oldu. Bu hamlesiyle Massa, Vettel ve Sutil'i geçen Alonso Raikkonen'i takibe başladı. Birkaç tur içinde Raikkonen'in iki pit stopla yarışı tamamlayacağı belli oldu. Tek soru işareti Alonso'dan yavaş gözüken Raikkonen'in hızını koruyup koruyamayacağı oldu. İkinci pit stopundan Alonso'nun önünde çıkan Raikkonen lastiklerinin dayanacağını bilerek hızını arttırdı ve Alonso'yla farkı arttırdı. Alonso ikincilikle yetinirken Vettel podyumun son basamağına çıktı. Son senelerin tozunu üzerinden atan Massa dördüncü olurken Hamilton Mercedes'le beşinciliği elde etti. Alıştığımız startlarından biriyle yarışa başlayan Webber yarışın sonlarında altıncılığa yükseldi. Farklı stratejisiyle yarışı uzun bir süre lider götüren Sutil yedinci, takım arkadaşı di Resta sekizinci oldu. Problemlerle boğuşan McLaren'da Button dokuzuncu, yine yol tutuş problemleri yaşayan Grosjean onuncu oldu.

Bu yarış sayesinde takımların hızı ve lastik kullanımlarıyla ilgili ilk ipuçlarını elde ettik. Red Bull herkesten bir adım önde gözükürken, Ferrari geçen seneden daha iyi bir başlangıç yaptı. ferrari'nin hız olarak Renault'nun önünde, lastik kullanımı açısından ise arkasında olması bu sene pistte bu iki takımın arasinda ciddi bir mücadele olacağını gösteriyor. Alonso'nun yarışında belirleyici etken ilk turda Massa'yı geçememesi olduysa da ideal koşullar altında da yarışı kazanabilecek durumda olmadığı Raikkonen'in son turlardaki performansından belliydi. Geçen sene lastik kullanımıyla öne çıkan Lotus buna ilave olarak seneye daha hızlı bir araçla başladı. Özellikle sezonun başında elde edecekleri puanlar onları şampiyonluk potasına sokabilir. Mercedes Hamilton'ın gelişiyle toparlanma sürecine girerken, McLaren geçen sene Ferrari'nin yaşadığına benzer problemlerle boğuşacak gibi görünüyor. Force India geçen seneden daha derli toplu gözükürken geçen senenin sürprizi Sauber Williams'la birlikte sezonun başının kaybedeni olacak gibi duruyor. Toro Rosso, Caterham ve Marussia içinde ise beni şaşırtan Marussia oldu. Geçen seneye göre çok daha hızlı gözüken Marussia, Jules Bianchi'nin gelişiyle bu sene sürpriz yapabilecek konumda gözüküyor. Jules Bianchi junior kategorilerde iyi bir pilot olarak dikkat çekerken, geçen sene Force India ile cuma antremanlarında takımı etkilemeyi başaramamıştı. Jules Bianchi gbii ortalamanın üstünde ama yıldız olmaya aday gözükmeyen bir pilotun bu mücadeleyi domine etmesi Caterham, Toro Rosso pilotları ve Marussia'nın diğer pilotu Chilton hakkında soru işaretleri oluşturacak gibi duruyor. Bu sene için gridin arkasında Bianchi'ye dikkat etmek gerektiğini düşünüyorum.

Sonuç olarak sezon oldukça hareketli bir yarışla başladı. Ben geçen seneki gibi mücadeleci bir sezon göreceğimize inanıyorum. Alonso ve Raikkonen'in sezon başında ellerine geçirecekleri fırsatları iyi kullanması gerektiğine inanıyorum, bu olmazsa Vettel Alain Prost'un dört şampiyonluk başarısını egale edecek gibi duruyor.